March 2020
Bir tatil kasabasındayım. Elliot'i bekliyorum. Karşı kıyıda bir kasaba daha var. Ama neresi bilmiyorum.
Kara bulutlar ufku kapladılar. Bulutlarla deniz birleşti. Gök yüzü karardıkça doğadaki renkler berraklaştı. En ilginç olan şeyse sapsarı bir kurbağaydı. Daha önce hiç sari renk kurbağa görmemiştim.
Elliot bir motorsikletle çıkageldi.
Ben: Baksana, kara bulutları kovalıyoruz. Dağılıyorlar!!
Elliot: Evet! Sana her şeyin yolunda gideceğini söylemiştim, sevgilim!
Böylece, nereye gideceğimizi bilmeden bir yolculuga çıktık.
Yolun aşağı kısmındaki ormanı bir anda sis kapladı. Derken ağaçların üzerinde buluttan bir ejderha belirdi ve bizi selamladı.
Ormanın hemen bitiminde bir meyve bahçesi çıktı karşımıza. Ağaçlar pembe ve beyaz renklerde, hayatımda daha önce hiç görmediğim güzellik ve büyüklükte çiçekler açmıştı.
Yol kenarında bu akıl almaz güzellikteki ağaçların meyvelerini satan bir kadına rastladık. Öğrendik ki meyveler o kocaman çiçeklerin içinde gizliymiş ve iki farklı renktelermiş. Ben kırmızı olanı seçtim. Elliot da turuncu olanı.
Comments